Fıkhın tedvin edilmeye başladığı II. (VIII.) asırdan itibaren risâleler şeklinde telif edilen muhtasar eserlerin ardından geniş hacimli eserler kaleme alınmış, zamanla bunları şerhler ve hâşiyelerin yazılması takip etmiştir. İlim erbâbına hitap eden ve oldukça hacimli olan bu kaynaklar İslâm hukukunu ilgilendiren bütün konuları ayrıntılı biçimde ele aldığından halk için gerekli olan temel bilgileri ihtiva eden, dili sade, anlaşılması kolay, hatta ezberlenmeye müsait muhtasar eserlere ihtiyaç duy ...